Enternasyonal Komünist Partisi

İstanbul İşçi-Emekçi Mitingi
Tavandan Birleşik Cephe Çözüm Değil


24 Ekim tarihinde, Kartal Meydan’da “Emeğimiz ve Özgürlüğümüz için” bir “İşçi-Emekçi Mitingi” düzenlendi. Bu rejim sendikaları konfederasyonlarının örgütlediği bir gösteri değildi. İşçi sınıfının ağır baskılarla zapt edildiği Türkiye koşullarında, böyle bir eylemde buluşmak, şüphesiz giderek kötüleşen ekonomik koşullara karşı mücadele etmek isteği duyan işçiler için bir umut ve direnç kaynağı oldu.

Mitingde yapılan konuşmalar ve ifade edilen talepler sınıfsal bir çizgideydi. İşçi sınıfının farklı kesimlerinin sorunlarından bahsedildi, sermayeye karşı örgütlü mücadele çağrıları yapıldı, taşerona, iş yerlerinde taciz ve mobbinge, sendikal örgütlenmeye karşı uygulanan baskılara karşı talepler ifade edildi. İşçiler deneyimlerinden ve mücadelelerinden bahsettiler.

Peki, bu miting Türkiye işçi sınıfının mücadelesi için gerçekten büyük bir adım mı?

Bu soruya ne yazık ki olumsuz yanıt vermek zorundayız. Bunun nedeni ise mitingin nasıl örgütlendiği ile ilgilidir. Mitingin örgütleyiciler listesine bakılacak olunursa, bir yanda önemli çalışmalar yapan taban sendikaları, DİSK’in içerisinden bazı kesimler, çeşitli işçi örgütlenmeleri ve ufak işçi direnişçileri, diğer yanda ise büyük çoğunluğu Stalinist olmak üzere radikal burjuva solunun muhtelif partileri ve örgütleri göze çarpıyor.

Böylesi bir örgütlenme biçimi, sendikal taban süreçte ne kadar inisiyatif almış da olsa, farklı yaklaşımlara sahip siyasi oluşumların tavandan oluşturdukları, sendikal değil siyasi bir birleşik cephenin, eyleme gelen radikal sendikal tabana dayatılması anlamına geliyor. Böylelikle, mitingin rejim sendikaları konfederasyonlarının ve hatta sınırda kabul edebileceğimiz DİSK ve KESK’in dışındaki taban sendikalarının tamamını bile kapsayamadığı bir durum ortaya çıkıyor. Dahası, kamu emekçilerinin çok büyük ölçüde mitingde yer almadıklarını da ifade etmek gerekiyor. Bu durumda mitingin örgütleyicileri arasında yer alan radikal solcu siyasi oluşumların payı olduğu kadar, mitingi desteklemeyip görmezden gelen, ve kitlelerini de mitingden uzak tutan ılımlı solcu siyasi oluşumların da payı var.

Tabii ki radikal veya ılımlı burjuva solunun parti ve örgütlerinin işçi sınıfının çıkarları uğruna kendilerini parlatmaktan ve isimlerini duyurmaya çalışmaktan vazgeçmelerini bekleyemeyiz. Asıl önemli olan, başta taban sendikalarındakiler olmak üzere işçi sınıfının, arkaplanında ilkesiz burjuva diplomasisi ve siyasi rekabetin olduğu tavandan siyasi birleşik cephe yerine, sermayeye karşı birliği sağlayacak olan tabandan sendikal birleşik cephe kurmaya yönelmesidir. Tavandan siyasi birleşik cephe, sınıf birliği hareketini her zaman böler: sendikal birleşik cepheye siyasi bir birleşik cephe dayatıldığında, kaçınılmaz olarak, sınıf birliği hareketinin bu tabiiyeti kabul etmeyen kısımları dışarıda kalır.

Enternasyonal Komünist Partisi, sendikal fraksiyonu aracılığıyla, yani sendikal harekette aktif olan yoldaşlarıyla, işçi sınıfının ekonomik örgütlerinin liderliğini kazanmak için savaşmaktadır. Bu savaşı verirken ortaya koyduğumuz yaklaşım, sendikal-politik oportünizmin alacalı evreninden oldukça farklıdır. Amacı her zaman işçilerin ekonomik mücadelesinin yapılarının kontrolünü güvence altına almak olan örgütsel kısayollar aracılığıyla liderliğe ulaşma hedefini takip etmeyi reddediyoruz. Bize göre örgütsel liderlik, sendikal bölünmeleri teşvik etmek veya zorlama ve bölücü eylemlerden veya bahsi geçen eylemde olduğu üzere tekil siyasi partilerin veya örgütlerin himayesi altında üniter sendika eylemlerini teşvik etmekten ziyade, sınıfın sendikal hareketinin eylem birliği ve örgütlenmesi uğruna farklı sendikal-politik doğrultular arasında açık bir mücadele yoluyla gerçekleştirilmelidir.

Biz mitingde konuşan pek çok işçinin vurguladığı başka bir dünyaya giden uzun yolda belirleyici olanın şu veya bu yapının isminin bir örgütleyiciler listesine yazılmasından önce proletaryanın sınıf çıkarları olduğunu düşünüyoruz. “Komünistlerin, tüm proletaryanın çıkarlarından ayrı bir çıkarları yoktur”. Partimizin çabası, “bir yandan proleterlerin çeşitli ulusal mücadeleleri içinde, tüm proletaryanın ulusallıktan bağımsız ortak çıkarlarını öne getirerek geçerli” kılmak, “öbür yandan da burjuvazi ile proletarya arasında yürüyen mücadelede her zaman hareketin bütününün çıkarlarını temsil” etmek içindir (Komünist Manifesto).