|
||
İstanbul’da Belediye İşçilerinin Sosyal Demokrat Patronlara Karşı Grevi |
16 Şubat günü gece yarısını bir dakika geçe Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu üyesi Genel-İş Anadolu 1 Nolu Şubesi’ne bağlı 2.300 Kadıköy belediye işçisi işveren ile yedi aylık görüşmelerin ardından greve gitti.
Sağın yönettiği ve İslamcı rejim sendikaları konfederasyonu Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş’in hâkim olduğu belediyelerde tolere edilmeyen Genel-İş, burjuva solunun ve özellikle DİSK’in önemli oyuncularından Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönettiği belediyelerde örgütlenme eğiliminde. DİSK liderlerinin çoğu görev süreleri dolduktan sonra bu partiden milletvekili oluyor. Kadıköy belediye işçileri bu şartlar altında greve gitmeyi başararak ne kadar mücadeleci olduklarını gösterdiler.
Ne oldu?
Büyükşehir belediyesi önderliğinde İstanbul’un sosyal demokrat belediyeleri, başlangıçtan itibaren Kadıköy Belediyesi ile sınıfsal dayanışma içinde hareket ederek, grevi kırmak için çöp toplama kamyonlarını Kadıköy’e gönderdi. Kadıköy belediye işçileri, grevi kırmak için gönderilen sınıf kardeşlerine, toplu pazarlık sürecinin devam ettiği Maltepe, Ataşehir ve Kartal gibi başka belediyeler olduğu gibi, kentteki tüm belediye işçilerinin menfaatinin söz konusu olduğunu söyledi. İstanbul’un dört bir yanındaki belediyelerden işçilerin Kadıköy belediyesi önünde bir araya gelmesi mümkün bir ihtimal gibi görünüyordu.
18 Şubat gecesi geç saatlerde işçilere anlaşmaya varıldığı duyuruldu. Cumhuriyet Halk Partisi’nden önde gelen bir siyasetçi, Genel-İş genel merkezi ile manevra yaparak greve son vermek için harekete geçti ve 1 Nolu Anadolu Şubesi’ni de razı etti. Şube yöneticileri anlaşmayı işçi temsilcilerine gözyaşları içinde anlattı, ancak bunu işçi kitlelerine bir zafer olarak sundu. Rakamlar abartıldı ve manipüle edildi, ancak işçilerin kazancı ufaktı.
Kadıköy belediye işçileri, ihanete uğramalarına rağmen, Maltepe belediyesinden 1.500 işçiyi greve gitmeleri için teşvik etti. Maltepe belediye işçileri grev kırıcılık teşebbüslerine ve fiziksel saldırılara rağmen genel merkez, yine yeterli kazanım elde etmeden işçilerin ve örgütlü oldukları Anadolu 2 Nolu şubesinin arkasından patronla anlaşana kadar grevlerini sürdürdüler. Şube, yasal olarak greve devam edemeyeceklerini ama mücadeleye yine de devam edeceklerini duyurdu. Bu arada greve gitme kararı alan Ataşehir, Kartal ve Beşiktaş belediye işçilerinin grevileri ise, Ataşehir ve Beşiktaş’ta örgütlü Anadolu 1 Nolu ve Avrupa 1 Nolu şubelerin doğrudan, Kartal’da ise Genel-İş genel merkezinin yine Anadolu 1 Nolu şubenin arkasından işverenle anlaşması sonucu başlamadan bitirildi.
Ne yapılmalı?
Kadıköy belediyesi kadın işçi temsilcileri beyanlarında şöyle diyorlar: “Bu süreç bize her şeyin sınıfsal olduğunu bir kere daha tüm çıplaklığıyla gösterdi... Sendikamız, bir siyasi partinin talimatı doğrultusunda temsil ettiği işçinin iradesini yok saydı. Kadıköy Belediyesi işçilerinin grevi, başta diğer CHP’li belediyelerin işçileri olmak üzere tüm işçiler için emsal teşkil etme potansiyeline sahipti, işçi lehine kazanımla sonuçlanması çok tehlikeliydi. Bu nedenle yukarıdan müdahaleyle önüne geçildi, bastırıldı.”
Solcu DİSK, sadece rejim sendikası olmaya hazır değil, işçilerin değil sosyal demokrat politikacıların çıkarları doğrultusunda hareket eden liderliği nedeniyle, rejim sendikası olarak hareket etmekten de çekinmiyor. Bununla birlikte, DİSK ve diğer sol sendika konfederasyonları ve meslek örgütleri, çoğu durumda mücadeleci işçilerin var olabileceği tek seçenek olmaya devam etmekteler. Bu işçilerin sol sendikaların tam teşekküllü rejim sendikaları olmasını engelleyip engelleyemeyeceklerini göreceğiz. Her şeyden önce önemli olan, sol sendikalardaki mücadeleci işçilerin her türden burjuva partilerin bu sendikalar üzerindeki etkisini kırmaya uğraşması ve yarının sınıf sendikalarının inşası için küçük ama militan taban sendikalarıyla yakın bir şekilde çalışmasıdır.